HF, VHF, Uydu derken ay yansıtma (moon bounce) merakımız giderek artıyor… VHF/UHF denemeleri yanında avrupadaki pek çok amatörün 10GHz de (10368MHz) bu faaliyeti yürüttüğünü öğrenince yavaş yavaş bu frekans için hazırlıklarımı yapmaya başladım.

Bu haftasonu yoğun bir çalışma ve destekle TA2UZ Hayrettin ve yeni amatör arkadşımız Çağdaş’ın desteği ile antenlerimin altında bulunan 4 metrelik kuleyi 7 metreye yükselttik.

4 metre iken antenleri yerden yüksek tutabilmek için bir boru ucuna T yaparak antenlerimi bağlamıştım ama son rüzgarlarda gerçekten korkutucu zamanlar yaşadım. Bu nedenle boru yerşne de sağlam bir kule yerleştirerek antenlerin a-salınımını azaltmış olduk. Bu fırsatla anten T aparatını da daha sağlam bir hale getirdik.

Uzun zamandır VHF ve UHF çalışmalarım için bir SEQUENCER yapmayı düşünüyordum.
BU konuda internette pek çok şema mevcut, en sık kullanılan VHF-design tarafından yapılan  https://vhfdesign.com/tag/sequencer sequencer.

Bu devre OPAMP’lar ile yapılmış ve ön tanımlı değerlerle çalışıyor (sabit zaman, sabit sayıda çıkış vb.). Kendi güç yükselticim ve cihazıma uygun birşey yapmayı düşünerek ARDUINO ile birşeylet yapmaya klarar verdim.

Uzun yıllardır HF üzerinden dijital ses iletişimini okumaya ve anlamaya calışıyordum. Bu konuda FreeDV ve CODEC2 gibi açık kaynak kodlu kodekler yanında ticari ve askeri olarak kullanılan AMBE MELP MELPe ve benzerleri var. Ben herzamanki gibi açık kaynak kodlu olanlardan ilerlemeyi tercih ediyorum.

Rowetel firması tamamen açık kaynak kodlu olarak CODEC2 nin çalıştırılabildiği donanımlar pazarlıyor. Öncelikle hazır bir kit ile deneme yapıp sonra kendimiz amatörce bir geliştirme yapmayı düşündük… Yaptığımız testlere ait videoları aşağıdaki linklerde izleyebilirsiniz :

Antrak NXDN rolelerini (R2 ve R7) birbirine baglayarak kapsama alanini genisletme hedefimiz vardi… Bu amacla Baglum ile Koza Sokak ANTRAK binasi arasina radyolink kurulumu calismalari yaptik haftasonunda…

Aktivite sirasinda cekilen resimleri paylasmak istedim bugun 🙂

BİR UZAY YOLCUSUNUN MACERASI – BOŞLUĞA MEKTUP

Son birkaç gündür zaman durmuş gibi, hiç ilerlemiyor. Sabahın köründe uyanıyor, gün bitsin diye oyalanıp duruyorum. Bir an önce Çin’in Jiguan Uzay Merkezi’ndeki roketin gökyüzüne yükselişini görmek ve son birkaç yılımın neredeyse tüm “boş” vaktini ayırdığım, el emeği göz nuru haberleşme transponderimizin yörüngeye gidişini görmek istiyorum.

TÜRKSAT-3USAT Son Yolculuğuna Çıkmadan Önce

Çocukluğumdan beridir gökyüzünün, havacılığın ve uzayın hayatımdaki yeri bir başkadır. Ana uğraş alanım her ne kadar “Elektronik ve Haberleşme” olsa da hep gökyüzüyle ilgili birşeyler yapmak istemişimdir. Yamaç paraşütü ile yükselerek VHF/UHF haberleşmesi yaparak haberleşme rekoru kırmaya çalışmak, dikey kalkış yapan motorlu hava araçları ile görüntü aktarımı yapmaya çalışmak bunlardan sadece birkaç tanesi, ama en heyecan verici olanı bu son çalışmamız oldu doğrusunu isterseniz.

Temmuz 2011’de Uluslar Arası Uzay İstasyonu’ndaki astronotlar uzaya bir amatör uydu bıraktılar. Bu uydu hem veri toplayıp dünyaya gönderecek bir deney hem de bir amatör transponder barındırıyordu.

Uzun zamandır SDR konusuna detaylıca eğilmek istiyordum ama birtürlü vakit bulamıyordum. ARRL Handbook 2011’i incelerken gördüm ki son yıllarda yayımlanan devreler ve ele alınan konuların pek çoğu dijital dünyaya çoktan kaymış bile, artık eskiden analog devre bileşenleri ile yapılan ve pek çok mecmuada yayınlanan devrelerin dijital karşılıkları yayınlanır olmuş. Ve tabii ARRL Hanbook’un da büyük bölümü bu yeni teknolojilere ayrılmış.

Bu yazıda anlatacaklarım ARRL Handbook’un 15. bölümünden, Geral Youngblood AC5OD (K5SDR)’nin QEX dergisinde yayınladığı yazılardan (A Software-Defined Radio

for the Masses, Temmuz 2002 – Nisan 2003) ve LY1GP’nın SDR konusunda yazdığı yazılardan (ZetaSDR, TinySDR, http://www.qrz.lt/ly1gp/SDR) derlediğim bilgilerden oluşmuştur. Devreyi bizzat yaparak denedim ve oldukça tatminkar bir sonuç elde ettim. Devrenin toplam maliyeti sanırım birkaç TL’yi geçmedi.

Bu yazıyı yazarken okuduklarımı da birazcık özetlemek istiyorum.

SDR ile birlikte çok eskilerde (süperheterodin radyonlar ortamı ele geçirmeden önce) moda olan direkt alıcılar (herhangibir arafrekans kullanmayan) yeniden moda oldu. Basit SDR devrelerinin temel prensibinde arafrekans kullanmamak ya da başka bir deyişle dinlenecek olan sinyali 0-50Khz’lik aralığa indirgemek prensibi yatıyor.

Çok temek bir SDR devresi aşağıdaki gibi olacaktır;

Şekil-1 Basit SDR Devresi

Yaklaşık 1 yıl kadar önce, belki de çok daha önce, TA2FC Cengiz Abi’nin TA2NZ’ya bir hurda güç kaynağı hediye etmesi ile başladı herşey. Daha sonra dernekte (ARD-Amatör Radyocular Derneği) TA2GY Cem’in bu  PIC tabanlı şemanın kartını çizmeye çalışması ile ilerledi. Ben neresinde nasıl dahil oldum hatırlamıyorum ama bir şekilde içine girerek yeni özellikleri yazılıma ekledim.

Bu yeni özellikler şunlardı :

1) Voltaj-Akım arttırıp azaltmak için var olan 8-10 butonu kaldırıp bunun yerine bir rotary encode kullanmak

2) Rotary Encoderin çevrilme hızına göre artış/azlış hızının değişmesi

3) Voltaj-Akım ayar adımlarının ayarlanabileceği bir ayar menüsünün olması

4) Pil tipne öre (NiCD, LiOn, voltaj, akım, adet, vb.) şarj yapabilen bir pil şarj yazılımı

5) LCD göstergede bir takım güncellemeler

6) Okunan değerin hızlı değişimleirnin yumuşatılması (ortalamalar alarak değerin sürekli değişmesini engellemek)

vesaire… vesaire…

Uzun zamandır sayfaya birşeyler yazmıyorum, daha doğrusu yazamıyorum. Bu süre zarfında sayfaya yazacak birşeyler yapmıyor olduğumdan değil, aksine uzun zamandır bir uğraştan diğerine, ondan diğerine geçişlerle meşgul olduğum için bir türlü yazmaya fırsat bulamadım. Benim bu koşuşturmam aslında benden çok evdekileri de yoruyor ama sanırım hayatın anlamı koşturmacaların içinde biryerlerde gizli, kendimizi ve beynimizi ancak birşeylerle yoğun bir şekilde ilgilenerek rahatlatabiliyoruz, en azından kendimdeki gözlemim bu şekildedir.

Son bir yıllık uğraşlarımın içinde uzaktan kumandalı modeller de var, hem işyerimdeki bazı çalışmalar hem de kişisel hobi olarak uzaktan kumanda (RC) olayına dikey bir dalış yapmış oldum. havacılık konusunda bu alanı eksik bırakırsam ayıp olurdu zaten (eşim eminim ki böyle düşünüyordur).