"Genel" kategorisindeki yazılar:

GPSDO – GPS ile Disipline Edilmiş Osilatör

 baris
 30 Ağustos 2020

Uzun zamandır nasıl yaparım diye düşünüyordum. Şahin Küliğ’in (TB2CCS) bu konudaki çalışmasını takip etmiştim, böylece ihtiyacım olan en temel bilgileri öğrenmiştim. Öyle ya, bir radyo amatörü olarak, sadece yapmak değil nasıl işlediğini de anlamak önemliydi.

Ancak ben sadece bir sinyal kaynağı istiyordum, bunu bir LCD’de gösterme veya kolayca ayarlama gibi gereksinimlerim yoktu. Frekansı hep aynı kullanacağım neredeyse, değiştirmem gerekirse yeniden programlamayı tercih edecektim. Yeterki çok basit ve ucuz olsun. Referans kaynağımın frekansını ne kadar zamanda bir değiştirmem gerekebilir ki, gerekiyorsa farklı frekans grupları için birkaç tane yapmak bile çözüm olabilir 🙂

Nedir bu “GPS ile Disipline Edilmiş Osilatör” ve ne işimize yarayacak ?

Osilatörler he yerde kullandığımız ve özellikle haberleşmenin bel kemiği olan sinyallerin temel üretim kaynağıdır. Her osilatör (kristal osilatörler de dahil olmak üzere) çevre koşullarından (sıcaklık, nem, vb.) az da olsa etkilenir. Bu etkilenme bazı durumlarda çok önemli değildir, bazı durumlarda ise hayati önem taşır. Mesela FM haberleşen iki istasyondan birinin frekansının diğerinden birkaçyüz Hertz (Hz) farklı olması çok büyük problem yaratmazken, SSB haberleşmesinde ya da mors (CW) haberleşmesinde bu durum hissedilir olmaya başlar. Hele hele sayısal haberleşme modlarına geçince (FT8, JT65, vb) bu durum iyice kritik bir hal almaya başlar.

Sadece radyo amatörlüğü haberleşmesinde değil, cep telefonu, WiFi ve benzeri haberleşmelerde de frekans kararlılığı önemlidir. Hele hele çok yüksek frekanslarda çalışıyorsanız (10GHz, 24GHz, 47GHz) konu iyice karmaşıklaşır çünkü genelde bu frekansların direk üretilmesi yerine daha düşük frekans üretilerek çarpıcılarla bu frekansın katlanması şeklinde elde edilirler… Mesela 10GHz’lik bir sinyal 100MHz’lik bir sinyali 100 ile çarparak elde ediliyor olabilir. Bu durumun avantajları gibi (kolay yapılabilmesi, maliyeti düşük olması, vb.) dezavantajları da vardır, mesela 100MHz de 10Hz frekans kayıklığı 100 ile çarpılınca 10KHz gibi oldukça önemli bir kaymaya sebep oluyor.

Başka nerde kullanırız; mesela labraturvarımızdaki osilaskop, sinyal üreteci ve spektrumumuzla ortak yapacağımız ölçümlerde bu cihazlar arasındaki referans frekans farklılıkları bizim başımızı ağrıtabilir ve ortak bir kararlı osilatör burada imdadımıza yetişebilir.

Temel Teorisi nedir ?

Frekans ürettiğimiz kaynak bir LC tank devresi olabilir, ya da daha kararlı bir kristal devresi olabilir, ya da bir PLL (Phase Locked Loop) olabilir. Kararlı şekilde frekans üretebilen bir PLL devresinde dahi devrenin kararlılığı referans olarak kullanılan osilatörün kararlılığına çokça bağlıdır.

Bazı Sinyal Üretim Kaynakları

Bir frekans üretecini çok kararlı yapmak için çok kararlı bir referans kaynağımıza ihtiyaç vardır. Bu kaynaklar şunlar olabilir;

  • Sıcaklığı olabildiğince sabit tutulmuş bir Kristal

  • Ribidyum gibi çok sabit salınım kaynakları

  • Kısa Dalgada yayın yapan atomik saat sinyali

  • GPS Sinyalleri

  • Atomik saat

Bunlardan erişimi en kolay ve boyut olarak en küçük olabilecek kararlı bir referans kaynağı için ben artık çok çok ucuza satın alınabilen bir GPS alıcısı kullanmayı tercih ettim. Sistem bu GPS alıcısı üzerinde saniyede bir kararlı bir şekilde yanıp sönen LED’i kullanark yapılıyor, neredeyse GPS’in diğer özelliklerinin hiçbirini kullanmıyoruz.

Adım adım yazacak olursak sistem şöyle çalışıyor;

  • GPS alıcınız yeterli sayıda uydu görmeye başladığı zaman (FIX aldığında) üzerindeki bir LED saniyede bir yanıp sönmeye başlıyor (bazı GPS alıcıları 8MHz ya da ayarlanabilir bir frekansta sinyal üretme özelliğine de sahip ama hem en ucuz GPS’i kullanmak hem de her GPS’i kullanabilmek amacıyla LED’in yanıp sönmesini referans olarak kullanacağız bu çalışmada). Bu yanıp sönme oldukça kararlıdır ve LED imiz bize 1 saniye süreyi çok kararlı bir şekilde söylemektedir

  • Deverede kullandığımız Si5351 aslında 3 kanallı (3 ayrı frekans üretebilen) bir osilatör devresidir. Referans olarak üzerindeki bir kristali kullanmaktadır. Haliyle ürettiğimiz frekansın kararlılığı bu kristalin kararlılığı ile orantılıdır. Merak etmeyin bu kristalin frekansını değiştirecek bir modifikasyon yapmaya gerek yok çünkü Si5351 içerisinde bu referans sapmasını düzeltecek komutlar (register) mevcut, yani işimizi yazılımla halledeceğiz.

  • Si5351’imizin 1. Kanalında 2.5MHz bir sinyal ürettiğimizi ve bunun da devre üzerindeki referans kristalin kararlığı seviyesinde olduğunu düşünelim. 2.5MHz i tercih ediyoruz çünkü 16MHz hızında çalışan bir Arduino Nano (ATMEGA328p) bu hızdaki bir sinyali counter girişinde sayabilir. Frekans yüksek olursa bunu işlemcimiz ile saymakta zorlanabiliriz, ekstra bölme işlemleri yapmamız gerekebilir, oysa amacımız yapıyı olabildiğince basit ve az sayıda bileşende tutmak.

  • İşlemcimizin bir bacağına GPS’in LED’inin ucunu bağlayalım, bu bize her saniyede 1 kez sinyal verecektir. Böylece gerçekten 1 saniye geçtiğinden emin olacağız. Diyeceksiniz ki Arduino’da da kristal var hatta gerçek zaman sayıcısı (RTC) da var, neden GPS’deki 1 saniyelik sinyale ihtiyacımız var ? Çünkü bu dahili zamanlar hep kristallere bağlı, mesela Arduino’nun saati 16MHz bir kristale bağlı, RTC’nin kararlılığı da 32KHz’lik bir kristale bağlı. Zaten kurtulmaya çalıştığımız da bu sıcaklıktan çokça etkilenen kristallerin kararsızlığı (kararlılıktan çevre etkileri ile uzaklaşmaları durumu) değil mi?

  • Her saniyeyi biliyoruz, o zaman bir diğer işlemci bacağına bağlanmış olan 2.5MHz’i sayabiliriz. Yani her saniye geçtiğinde 2.5MHz girişinde 2.500.000 (iki buçuk milyon) sinyal saymalıyım. Eğer az sayarsam 1 saniyede osilatörün ürettiği frekans az demektir, o zaman işlemcimiz si5351 devresine frekansı birazcık arttırmasını isteyecektir (bir takım hesaplamalarla tam olarak ne kadar arttıracağını söyleyecektir ya da hata düzeltme registerine yazılacak değeri söyleyecek). Eğer frekans yüksek ise de azaltmasını. Çünkü süphe duyabileceğimiz üreteç bizim si5351 osilatörümüz, GPS uydularından aldığımız 1 saniye değil. GPS uydularındaki saatler yerdeki atomik saatlerinden beslendiği için oldukça kararlıdırlar.

  • İşimizi biraz daha sağlama almak için ise her saniyede 2.500.000 ölçmek yerine bu işi 40 saniye boyunca yapsak yani 40 x 2.500.000 = 100.000.000 (yüz milyon)’a kadar sayarak frekans ölçme hassasiyetimizi çok çok artırabiliriz. Buradaki 40 keyfe keder seçilmiş bir değerdir. Aceleniz yoksa ve işlemcinizin sayıcılarında tutabileceğiniz büyüklükte bir rakam ise (örnek 32 bit için 4 milyar civarında, ya da saklama metodunda küçük iyileştirmelerle daha fazlası) daha da hassas bir eşitleme yapabilirsiniz.

  • Aslında 2.5MHz de ne kadar kayma olduğunu sürekli ölçebilecek ve dengeye getirebilecek bir döngü kurmuş olduk. Si5351 üzerinde 2 tane daha osilatörümüz var ve bunlar da aynı kristali referans olarak kullanıyorlar. O zaman burdan üreteceğimiz frekanslar da aynı düzeltmeye maruz kaldıklarında onlar da çok kararlı bir çıkış vereceklerdir. Böylece bir tanesi 2.5MHz olmak üzere toplamda 3 ayrı frekansa ayarlayabileceğimiz frekans referans kaynaklarımızı üretmiş olduk.

Aslında devrenin tüm çalışma mekanizması bu kadar. Devremizin bu işi yapan ana kısmı aşağıda görülmektedir;

GPSDO (GPS Disciplined Oscillator) Ana Bileşenleri ve İşleyiş

İşlemci tarafında 2.5MHz i birbir saymak aslında çok kolay değil ama küçük bir trik yapıyoruz, burada ona da değinmiş olayım; işlemcinin hiçbir kesmesi (TIFR) bu hızda çalışmaz ancak 2.5MHz sinyali bir TIMER karşılaştırma bacağımıza (T0) girer ve kaynak olarak bu bacağı gösterirsek ve 16 bitlik bir sayıcı ile her 65535 sinyalde taşma alırsak (yani 2.500.000 / 65535 = yaklaşık 38) saniyede 38 adet kesmeyi çok kolay yakalayabiliriz, üstelik sayamadığımız kısımda sayıcıda kalacak olan 0 ile 65535 arasında artık bir sayı olacaktır (TCNT).

Bu çalışmada 2015 yılında QEX dergisinde yayınlanmış olan “G. Marcus W3PM,”An Arduino Controlled GPS Corrected VFO,” QEX, July/August 2015, pp. 3-7” yazıısndan çokça faydalandım.

İşlemci İçerisindeki Sayıcı Yapısı

Peki ama “Ne Kadar Kararlı?”

Devrenin ne kadar kararlı olduğunu ölçmek için aşağıda anlatacağım gibi bir deney düzeneği hazırladım ve ürettiğim 10MHz’lik sinyali atomik saatten gelen kısa dalga yayını ile kıyasladım ve sonucun oldukça tatmin edici olduğunu gördüm. Gerçi elimdeki profesyonel frekans ölçüm cihazlarında gördüğüm kararlılık beni oldukça tatmin etmişti ama ATOMİK saatle karşılaştırma daha da bir havalı geliyordu kulağa.

Ölçüm Sonucu

Atomik Saat Kıyaslaması

Ürettiğim sinyali 10 MHz’in çok çok az üzerine ayarladım ki (Hz seviyesinde) kısa dalga yayınındaki 10MHz ile üst üste çakışmayalım, sonra da radyo alıcımı tam 10 MHz’e (LSB Lower Side Band 9.997 Khz) ayarladım. Bu durumda radyodan hem kendi ürettiğim sabit 10MHz i hem de kısa dalga yayınından gelen ATOMİK saatin 10MHz’deki tik tik lerini duyuyordum, aralarında biraz fark oluşturmuştum bilerek, üst üste binmesinler diye, ama bu fark hem bildiğim kadar bir farktı hem de bu sayede radyo alıcısında hem kendi sinyalimi hem de atomik saatin sinyalini aynı anda duyabiliyordum (atomik saatin frekansını deneyime destek olmak için değiştirmelerini istemeyecektim ya….. kendi frekansımı değiştirmek daha kolay oldu, hihi).

Radyo alıcısının ses çıkışını bir bilgisayarın mikrofon girişine bağladım ve SpecVue yazılımı ile detaylı bir DSP ile ekranda hem spektrum hem de waterfall olarak iki sinyali yan yana gözlemeye başladım. Diyeceksiniz ki “Haydaaaaaaaaaa, bir de radyo alıcısı, bilgisayar ev ses kartı girdi işin içine, onlardaki kristallerin kayması bu ölçümü etkilemeyecek mi?”. Haklısınız, ama bu kayma hem benim ürettiğim sinyali aynı miktarda kayık duyacak hem de atomik saati, yani benim sinyalim atomik saat ile birebir paralel hareket ediyor ise benimle atomik saatin frekansı aynı demektir, ki bu deneyde de böyle olduğunu çok rahat gözlemleyebildim. Bu deneyi 48 saat sürdürerek üretilen sinyalin atomik saat ile birebir paralel olduğunu kaydettim.

Benim için devrenin buraya kadar olan kısmı fazlası ile yeterli oldu, ve istasyonumdaki cihazlara 25/27MHz referansımı, labratuvarımdki cihazlara da 10MHz referansı böylece kararlı bir şekilde üretebilmiş oldum. Şanslıyım ki Finlandiya’da evler ahşap, GPS sinyalini evin içerisinde de alabiliyorum, böylece anteni uzatma ya da GPS’i dışarı koyma gibi bir ihtiyacım olmadan tüm sistemi küçücük bir kutuya yerleştirebildim.

Malzemeler ve Kutulama

Bundan sonrasında bu devreye neler eklenebilir;

  • Si5351’in osilatörü fırınlanabilir ya da daha kararlı bir kristal kullanılarak JITTER’lar azaltılabilir

  • Birden fazla si5351 devresi ile çok daha fazla frekans aynı anda üretilebilir

  • Osilatörlerin çıkışı güçlendirilerek daha uzağa taşınabilir

  • Osilatörlerin çıkışları çıklanarak pek çok cihaza aynı anda uygulanabilir

  • Sadece referans frekansı üretmek değil,

      • 1 PPS sinyali de dağıtılabilir

      • İşlemci olarak WiFi ya da ethernet desteği olan bir platform kullanılıp NTP protokolü ile network üzerinden zaman dağıtımı yapılabilir

      • STANAG 4246, STANAG 4372 ve STANAG 4430’a uygun dalga sekilleri üretilerek bu sinyaller ile HaveQuickII ve benzeri frekans atlamalı sistemlere kararlı zaman bilgisi ve 1PPs sağlanabilir

    Dokümanın PDF Hali : https://github.com/barisdinc/SimpleButUsefulGPSDO/raw/master/GPSDO.pdf
    Github Proje Sayfası : https://github.com/barisdinc/SimpleButUsefulGPSDO
    Kicad Şeması : https://github.com/barisdinc/SimpleButUsefulGPSDO/tree/master/Hardware/GPSDO

    Barış DİNÇ

    TA7W / OH2UDS

iZCi hymTR APRS Tracker

 baris
 23 Temmuz 2020

 Önce biraz tarihte yolculuk yapalım….

Yıllar yıllar önce telsiz üzerinden bilgisayar verisi gönderebileceğimi keşfettiğimde dünyalar benim olmuştu. 90’lı yıllarda telsizlerimize bağladığımız ANTRAK HF/VHF modemleri ile hem HF’de (300 baud) hem de VHF’de (1200 baud) pekçok sayısal haberleşmeyi başarmıştık. Yavaştı ama çok da iş görüyordu.

90’lı yıllarda ülkemize henüz internet yeni gelmişken ve kimseciklerin evinde internet yokken, hatta adını bile kimse bilmezken biz bir grup amatör telsizci (ki ben evime telefon bağlatamadığım ve telefon sırasının da 6 aydan önce olmaması da bir yana) telsizlerimize bağladığımız modemler ve AX25 protokolü ile birbirimizle haberleşiyorduk.

Uzun bir süre ODTÜ ve Ankara Üniversitesi’ne kurduğumuz AMPR (Amateur Packet Radio Network) üzerinden internete de bağlanıyorduk.

Dünya’daki MARS Projesi

 baris
 9 Temmuz 2020

Son 10 yılda herkes gözlerini gökyüzüne çevirdi ve uydular konusunda inanılmaz gelişmeler kaydedildi. Bir yandan da gezegenler arası seyahat konuları gündeme gelip dizilerin desteği ve SPACE-X gibi bazı şirketlerin MARS’ta kolonileşmeyi gündeme getirmesiule tüm gözler Kızıl Gezegen’e çevrildi.

Kendi Fırınını Kendin Yap

 baris
 4 Nisan 2020

Bu yazıyı niye yazdım: evimizdeki beyaz eşyanın çoğunluğunun içinde , bu yıl sayın almış olsanız bile  20-30 yıllık teknoloji var.. Çoğu mekanik ve elektromekaniği zaman içinde çok az yenilenme gösterirken pazarda yenileri için müşteri oluşturabilmek aamcıyla birkaç ufak dokunuşila yeni modellerini çıkartıyorlar.. tıpkı otomobillerdeki gibi… Manuel kumandaya bir LCD ekran ekliyorlar.. yeni moıdel.. dokunmatik ekliyorlar bir model daha.. grafik ekran en az 3-5 sene götürüyor.. Bi de akıllı diye 3-5 program koyuyorlar ki fiyatını ikiye katlayıp satıyorlar. Ben elimdeki yaklaşık 10 yaşındaki fırını bozunca bunu nasıl son model yaparım diye başlamadım, burada da anlatacağım tamir ederken bozma hikayesiyle başladım ama belki birilerinin evindeki eski fırından bir canavar yaratası tutar… Yazının sonunda ulaştığım nokta şudur,

  • Full-HD siaplay
  • Internet bağlantısı
  • Bluetooth bağlantısı
  • Cep telefonu ve web arayüzü
  • IPTV, Youtube ve pek çok uygulama
  • Yemek hafızası
  • Ahçı seçim hafızası
  • Isıtma/soğutma profilleri
  • Durum ve istatistik sayfaları

olan bir fırın. Biraz daha uğraşsak fırından da uzay mekiği yapmaya yeltenebiliriz belki ama şimdilikbiz GERÇEKTEN AKILLI FIRIN diyelim.

Estonya Gezisi ve Bilim Müzesi

 baris
 29 Haziran 2019

Haftasonu Helsinki’den gemi ile Estonya’nın Talin şehrine geçtim yaklaşık 2 saatlik bir yolculukla.

Hem Estonya’nın tarihi mekanlarını gezdim, turistik sokak gezileri yaptım hem de Bilim Müzesinde dolaşma fırsatını buldum. Bilim müzesi gerçekten herşeyin çalışma prensibini çok güzel gösteren bir mekan olmuş, Türkiye’de de bunlardan varmış sanırım (Eskişehir’de). Çocukların ne, nasıl oluyor da oluyor gibi sorularına cevap bulacakları bir mekan. Keşke benim çocukluğumda da böyle güzel ortamlar olsaydı.

İlk jeneratörlerden, elektrik akımının üretilme tekniklerinden, manyet,k alana.. TESLA bobinleri ve kıvılcımlara, statik yük mevzularına, rüzgara güneşe kadar neredeyse herşeyi dokunarak görüyorsunuz. MİR Uzay istasyonuna yolculuk da cabası…


Enevo Tanışma Buluşması – Vermont USA 2019

 baris
 25 Haziran 2019

Bu yıl çalışmaya başladığın Fin şirketi Enevo’da etkinlik bitmiyor :), hem işi bütün ciddiyetiyle titizlikle devam ettirirken hem de eğlenmeyi ve kendine vakit ayırmayı çok iyi başarıyorlar.
2019 Haziran’ında tüm ekiple (İngiltere, Amerika ve Finlandiya) dopdolu bir haftayı Vermont USA’da bir çiftlik evinde geçirdik. Bir Amerikan çiftliği olmasına rağmen, tereyağından, doğasına, suyundan havasına karadenizdeki köyümde gibi hissettiğimi itiraf etmeliyim.

Dağ bisikletinden (göründüğü kadar basit değil…. ancak bisikletin geçeçeği aralıklarda sığ bir ormanda, bazen kayalarınüstünde bazeb incecik bir dalın üstünde, kıvrım kıvrım bir yolda), bir yandan derede rafting, yürüyüş, kayak…. hiç bu kadar çok sporun içinde olmamıştım doğrusu 🙂

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Genç Havacılık ve Uzay Zirvesi

 baris
 23 Nisan 2019

Çankaya Üniversitesi IEEE topluluğunun düzenlediği “Genç Havacılık ve Uzay Zirvesi” (http://genchuz.ieeecankaya.com/content/index.html) kapsamında pekçok değerli konuşmacının yanında ben de gençlerle bir araya gelme fırsatını buldum.

Öncelikle derneğimiz TAMSAT (Amatör Uydu Teknolojileri) kapsamında yaptığımız faaliyetler ve gençlerin katılımına olan ihtiyacımızı dile getirmeye çalıştığım “A’dan Z’ye bir KÜPSAT Hikayesi” başlıklı konuşmamın videosuna aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz:

Es’Hail-2 Ticari Uydusu Üzerinde Amatör Transponder

 baris
 18 Şubat 2019

AMAÇ ve KAPSAM

Katar’a ait Japonlar tarafından geliştirilen ve geçtiğimiz aylarda Space-X firmasının Falcon-9 roketlerinden biriyle yörüngeye yerleştirilen Es’Hail-2 uydusu, üzerinde ilk amatör haberleşme transponder’ı taşıyan sabit yörünge (geostationary) uydusu olma özelliğini taşıyor. OSCAR-100 olarak da adlandırılan uydunun ocak ayı başında ilk yörünge testlerine (IOT – In Orbit Test) başlandı. Alman Amatör Uydu Teknolojileri Derneği AMSAT-DL tarafından QARS (Qatar Amateur Radio Society) için geliştirilen transponder’ın ilk mühendislik beaconları pek çok amatör telsizci tarafından kaydedildi.

Bu konuda (çalışmaların başladığı ilkgünden beri) takipte olan arkadaşım Oğuzhan (TA2NC) Es’Hail 2’nin ilk dinlemelerini gerçekleştirdi. Paylaştığı videolardan gaza gelerek ben de bu çalışmayı yapabilmek için kolları sıvadım

Bu dokümanda, Es’Hail-2 uydusunu dinlemek ve uydu üzerinden görüşme yapmak için izlediğim hızlı adımları anlatacağım ve videolarımı paylaşacağım. Geçici olarak oluşturduğum uydu uplink/downlink sistemi zaman içinde iyileştirdikçe istasyonumla ilgili bilgileri sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

O Tipi Yıldızlar Sunumu

 baris
 21 Aralık 2018

2003 yılında 03xxxx kodlu bir öğrenci olarak başladığım Astronomi ve Uzay Bilimleri yüksek lisans çalışmama yeniden geri döndüm. Yeniden diyorum çünkü 2010 yılında başka bir öğrenci affıyla da dönüş yapmıştım. Geçtiğimiz 15 senede (çoğunluğunu 2003 yılında olmak üzere) temel bilimsel hazırlık derslerini tamamlayarak bir astronomi lisans mezuniyeti elde etmiştim.

Şimdi yeniden başlayarak bu dönem benimiçin rekor sayılacak sayıda (3 adet) ders aldım;

  • Çift Yıldızlar (Binary Stars)
  • Yıldızların Tayfları (Spectra of Stars)
  • Değişen Yıldızların Fotometrik Özellikleri (Photometric Properties of Variable Stars)

Belli bir yaştan sonra (45) sınavlara çalışmanın zorluğu biryana, bugün bir başka zor sınavdan geçtim, Astronomi’debir konuda ders anlatmak.

Bugün “O Tipi Yıldızlarınözellikleri” konusunda aşağıda eklediğim sunumu yapmaya çalıştım, benim için değişik bir deneyim oldu. Sunum esnasında (bir elektronikmühendisi olarak) yaptığım hatalarıhoşgörüyle karşılayan sayın hocam Mesut Yılmaz’a ve sınıf arkadaşlarıma (Uğur Şenaslan, Onur Yörükoğlu ve Safa Azızoglu)

 

SUNUM : O_Tayf_Turu_Yildizlar_Baris_Dinc

 

 

Things known wrong for FM Modulation…

 baris
 24 Ekim 2018

Tonight I had a special visitor at my home-lab. Mr. Abdullah Ahmad Al-Eidan who is an x-military personnel and an “Independent Researher & Inventer” from Kuwait that I met during a business trip to there.

When we met we had chance to discuss Radio Frequency communication basics with him and learned that he holds some patents on FM Modulation and Demodulation which will narow the bandwidth usage of a signal and carry the same information. He promised me to visit me in Ankara, and he did.

He visited me this week and we had a chance to discuss the basics and the history of modulation in details, even going down to atom level. I would like to thank him for this very nice chat ind knowledge exchange.

Hope to work on his patents and carry the secret in to today’s digital communication world.

I am very excited to get an old project from the shelves and put it on the table.


Bu aksam evimdeki laboratuarımda özel bir ziyaretçim vardı. Kuveyt’ten bir iş gezisi sırasında tanıştığım eski bir askeri personel ve “Bağımsız Araştırmacı & Mucit” olan Sayın Abdullah Ahmad Al-Eidan.

Tanıştığımız zaman, Radyo Frekansı iletişim temellerini ve modülasyon detaylarını onunla konuşabilme şansım olmuştu Kuweyt’te. Konuşmamız sırasında FM modülasyonun tanımındaki eksiklikleri konuşup, teoriyi daha iyi anlayarak aynı bant genişliğinde daha çok bilgi taşıyabilecek patentlere sahip olduğunu öğrendim. Anakara’ya gelip beni ziyaret edeceğine ve birlikte çalışmak için sözleştik, o da geldi.

Tüm gece FM Modülasyonu ve Demodülasyonu üzerine işin tarihçesinden başlayarak uzun uzun konuştuk. Hatta bir ara atomlar seviyesine kadar indik.

Bu çok güzel sohbet ind bilgi alışverişi için ona teşekkür etmek istiyorum.

Onun patentleri içindeki detaylarla uğraşıp, üzerinde çalışmak ve bugünün dijital iletişim dünyasına taşımayı kendime görev edindim.

Yaklaşık 30 yıldır rafta duran bir projeyi masa üstüne indirmekten duyduğum heyecanı anlatamam.

 

 

 

Toplam 2 sayfa, 1. sayfa gösteriliyor.12